0.0
BAUDELAİRE’İN “ALBATROS” ADLI ŞİİRİNİN TÜRKÇE ÇEVİRİLERİNİN GIDEON TOURY’NİN BETİMLEYİCİ ÇEVİRİ KURAMI IŞIĞINDA KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ

Yazarlar:
Serkan DEMİRAL Özkan ÇOKTAN
Yayın Yılı:
2024
Yayıncı:
Akademik Paylaşım Platformu Publishing House - APP Publications
ISBN:
978-625-6997-47-9
Özet (AI):
Şiirlerinde açıklayıcı bir dil yerine simgelerle örtülü bir dil tercih eden ünlü Fransız şair Charles Baudelaire’in imgesel yoğunluk, eğretileme ve kıyaslama ile öne çıkan dil kullanımı şiirlerinin başka dillere çevirisini zorlaştırmaktadır. Bazı çevirmenler, bireysel duygularını ön plana çıkaran Baudelaire’i romantik bir şair olarak görürken sembollerle dolu dilini ve çok katmanlı imgelerini vurgulayan çevirmenler de onu sembolist bir şair olarak tanımlar. Özellikle şiir çevirilerinin çevrilmezliğinden, çevrilse bile birtakım sorunlarla karşılaşılması muhtemel olan anlayış, 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra çeviri kuramları ile birlikte çeviri özerk bir bilim statüsüne kavuşmuştur. Çeviri kuramları ışığında çevirmenlerin yaptıkları şiir çevirileri bazen kaynak metin odaklıyken bazen de erek metin odaklı olabilmektedir. Bu kapsamda, araştırmanın kuramsal çerveçevesini oluşturması açısından Gideon Toury’nin betimleyici çeviri yaklaşımı temel alınmıştır. 1977’de savunduğu “Translational Norms and Literary Translation into Hebrew, 1930-1945” (Çeviri Normları ve İbraniceye Edebi Çeviri, 1930-1945) doktora teziyle çeviri biliminin gelişmesine önemli katkılar sunan Toury, 1980’de “In Search of a Theory of Translation” (Bir Çeviri Kuramı Arayışı) ve 1995’de “Descriptive Translation Studies and Beyond” (Betimleyici Çeviri Çalışmaları ve Ötesi) adlı kitaplarıyla da betimleyici çeviri kuramının öncüsü olmuştur. Hem kuramsal açıdan hem de uygulama alanında çevirmenlere yol gösteren çok az çeviri bilimciden biri olan Toury, özellikle yazın çevirisi türünde kendisi de birçok eseri İbraniceye çevirmiştir. Toury’nin öne sürdüğü kuramsal çerçeveye göre; çevirmenin, çeviriye başlamadan öncül normlar, süreç öncesi normlar ve süreç normları çerçevesinde birtakım kararlar alarak çeviri şekillenebilir. Toury, çeviri dizgeyi “yeterli” ve “kabul edilebilir” olmak üzere iki ayırır. Yeterli çeviriler, kaynak metnin normlarına yakınken; kabul edilebilir çeviriler erek metnin normlarına yakındır. Biz de Fransız edebiyatının önemli şairlerinden biri olan Charles Baudelaire’in, “Les Fleurs Du Mal” (Elem Çiçekleri) başlıklı kitabında yer alan “Albatros” adlı şiirinin Türkçe çevirilerini, Toury’nin betimleyici çeviri kuramı çerçevesinde inceledik. Çevirmenler tarafından alınan kararların, kültürel bağlamları üzerinden yapılan şiirin çeviri sürecindeki değişimini etkileyen faktörleri daha net ortaya koyması açısından önem arz eden bu çalışmada, elde edilen bulgulara göre; dört kıtadan ve on altı dizeden oluşan kaynak metnin biçimi her iki çeviride de korunmuştur. Erek Metin 1’in kaynak metin normlarına daha yakın olduğu gözlemlenmiş ve bu nedenle de yeterli çeviri olduğu saptanmıştır. Erek Metin 2’nin ise erek metin normlarına daha yakın olduğu gözlemlenmiş ve bu nedenle de kabul edilebilir çeviri olduğu saptanmıştır.

INTERNATIONAL 8th USBİLİM EDUCATION, ECONOMY, MANAGEMENT AND SOCIAL SCIENCES CONGRESS
A COMPARATIVE STUDY OF TURKISH TRANSLATIONS OF BAUDELAIRE’S POEM “ALBATROS” IN THE LIGHT OF GIDEON TOURY’S DESCRIPTIVE TRANSLATION THEORY

Yazarlar:
Serkan DEMİRAL Özkan ÇOKTAN
Yayın Yılı:
2024
Yayıncı:
Akademik Paylaşım Platformu Publishing House - APP Publications
ISBN:
978-625-6997-47-9
Özet:
(AI):
The famous French poet Charles Baudelaire, who prefers a language covered with symbols instead of a descriptive language in her poems, uses a language characterized by imaginative intensity, metaphor and comparison, making it difficult to translate her poems into other languages. While some translators consider Baudelaire as a romantic poet, who emphasizes his individual feelings, translators who emphasize his language full of symbols and multi- layered images define him as a symbolist poet. Especially due to the untranslatable nature of poetry translations, it is likely that some questions will be encountered even if they are translated. After the second half of the 20th century, translation gained the status of an autonomous science with translation theories. In the light of translation theories, poetry translations made by translators can sometimes be source text-oriented and sometimes target text-oriented. In this context, Gideon Toury’s descriptive translation approach was taken as a basis to form the theoretical framework of the research. Toury, who made significant contributions to the development of translation science with his doctoral thesis “Translational Norms and Literary Translation into Hebrew, 1930-1945”, which he defended in 1977, published “In Search of a Theory of Translation” in 1980” and he became a pioneer of descriptive translation theory with his books titled “Descriptive Translation Studies and Beyond” in 1995. Toury, one of the very few translation scholars who guide translators both theoretically and in practice, has himself translated many works into Hebrew, especially in the literary translation genre. According to the theoretical framework put forward by Toury, the translator making a number of decisions within the framework of preliminary norms, pre- process norms and process norms before starting the translation can shape the translation. Toury divides the translation system into two: “adequate” and “acceptable”. While adequate translations are close to the norms of the source text, acceptable translations are close to the norms of the target text. We examined the Turkish translations of the poem “Albatros” by Charles Baudelaire, one of the important poets of French literature, in his book titled “Les Fleurs Du Mal” (The Flowers of Evil), within the framework of Toury’s descriptive translation theory. According to the findings of this study, which is important in terms of revealing more clearly the factors affecting the changes in the translation process of the poem based on the cultural context of the decisions taken by translators, the form of the source text, consisting of four stanzas and sixteen lines, is preserved in both translations. It was observed that target text 1 was closer to the source text norms and therefore it was determined to be an adequate translation. It was observed that target text 2 was closer to the target text norms and therefore it was determined to be an acceptable translation.