EGE 12.ULUSLARARASI UYGULAMALI BİLİMLER KONGRESİ
PANDEMİ SONRASI YENİ DÜNYA DÜZENİNDE MAHALLENİN ÖNLENEMEZ YÜKSELİŞİ

Yayın Yılı:
2024
Yayıncı:
Academy Global Publishing House
ISBN:
978-625-5962-10-2
Özet:
Dünyanın çoğu kentini esir alan küresel salgın sürecinde, kent sağlığı ve kamu sağlığı açısından planlama alanında paradigma değişikliğine ihtiyaç olduğu ortaya çıkmıştır. Çin’den başlayarak, ortak gezegenimizdeki insan yerleşmelerinin çoğunu etkisi altına alan COVID-19 pandemisi sonrası yeni dünya düzeninde bireylerin ve toplumun yaşam biçimi ve dolayısıyla kentsel mekânı kullanma şekilleri değişmektedir. Toplum için yaşanılır kentsel mekân üretimini amaçlayan planlama biliminde de yeni bakış ve yaklaşımlar geliştirmenin gerekliliği önem taşımaktadır. Topluma ve doğaya karşı sorumluluğu olan plancıların kamu yararı ve doğa koruma temelinde güvenli, dirençli, yaşanılır kentsel mekân üretimi sürecinde yerel düzeyde dirençli, dayanıklı ve yaşanılır bir kent yaklaşımı için birey odaklı, kamusal fayda odaklı ekolojik değerleri koruyan, her ölçekte sağlık hizmetini sağlayan, nitelikli kamusal alan hiyerarşisi oluşturan bir planlama yaklaşımı gerekir. Kompakt yerleşim modelleri kentlerin direncini artıracak bir gelişim modeli olabilir mi? Yoğunlaştırılmış kent örüntüsü sürdürülebilir kent modeli olarak öngörülmektedir. Çevre büyümesi denetimli, sınır ilişkileri tanımlı, erişimi denetimli küçük ölçekli yerleşmeler daha dirençli bir performans sergileyebilir. Bu bağlamda, kentsel mekân hiyerarşisinde mahalle, üzerinde durulması ve kendi kendine yeten, sakinlerinin gıda ve su güvenliğini sağlayacak şekilde geliştirilmesi gereken birimler olarak karşımıza çıkmaktadır. Kentleşmenin, kalabalıklaşmanın, kentsel kaosun önlenemeyen artışı karşısında insan yerleşmelerinin geleceği için şimdi, yaşam kalitesi vadeden mahallenin önlenemez yükselişinin zamanıdır. Bu bildiride, kendine yeten bir mahalle modelini oluşturacak temel yaklaşımlar ve bileşenler sunulmaktadır.

EGE 12TH INTERNATIONAL CONFERENCE ON APPLIED SCIENCES

Yayın Yılı:
2024
Yayıncı:
Academy Global Publishing House
ISBN:
978-625-5962-10-2
Özet:
(AI):
During the global pandemic that has gripped most cities in the world, it has become clear that there is a need for a paradigm shift in planning in terms of urban health and public health. In the new world order following the COVID-19 pandemic, which has affected most of the human settlements on our common planet, starting from China, the lifestyle of individuals and society, and therefore the way they use urban space, is changing. The necessity of developing new perspectives and approaches is also important in planning science, which aims to produce livable urban spaces for society. In the process of producing safe, resilient, livable urban spaces based on public interest and nature protection by planners who are responsible to society and nature, a planning approach that is individual-oriented, public benefit-oriented, protects ecological values, provides health services at all scales, and creates a hierarchy of qualified public spaces is required for a resilient, durable, and livable city approach at the local level. Can compact settlement models be a development model that will increase the resilience of cities? The dense urban pattern is envisaged as a sustainable urban model. Small-scale settlements with controlled environmental growth, defined border relations, and controlled access can exhibit a more resilient performance. In this context, neighborhoods appear in the urban space hierarchy as units that need to be focused on and developed to be self-sufficient and to ensure the food and water security of their residents. In the face of the unstoppable increase in urbanization, crowding, and urban chaos, now is the time for the unstoppable rise of the neighborhood that promises quality of life for the future of human settlements.In this paper, the basic approaches and components that will create a self-sufficient neighborhood model are presented.