Hollanda Bağlamında Kimlik Ve Uyum Gerilimi

4. ATLAS International Congress on Social Sciences

Özet Verkuyten, Hollanda kimliği ile ilgili yaptığı çalışmasında, bu kavramın belirleyici özellikleri arasında bunalım, anlaşmazlık, karmaşıklık, güvensizlik, bölümlenme, kayıp ve eksiklik gibi sözcükleri sıralıyor (Verkuyten, 2010: 7). Kimlik olgusu, son yıllarda artan oranda Hollanda iç siyasetinin önemli kamusal tartışma konu başlıklarından birini oluşturuyor. Bu bağlamda, kimlik; toplumsal bağdaşıklık, kültürel çeşitlilik, uyum, biz-onlar düşüncesi, uluslararası ilişkiler ve küreselleşme üzerine yapılan tartışmalarda mutlaka yer alıyor. Bu süreci tetikleyen başat etkenlerden ikisi, kuşkusuz Avrupa Birliği'nin uyum ve birleşme eylemi ile Avrupa Birliği ülkelerine son yıllarda artan oranda görülen göçmen akımı ve bunların yerleştikleri ülkelere uyum sorunudur. Birleşme ve uyum kavramları, beraberinde getirdiği değişim devinimiyle birlikte, ister istemez kimlik sorunsalı ya da bunalımını doğuracaktır. Verkuyten'ın yukarıda saydığım kimlik ile bağlantılı kavramlarına baktığımızda, baskın biçimde olumsuz içerikli olgu alanlarına geçme durumunun söz konusu olduğunu görüyoruz. Temelde iki etken, Avrupa'nın ciddi bir kimlik bunalımı yaşamasına neden olmuştur. Bovens, 2005 yılında Hollanda'nın ortak Avrupa Anayasası fikrini reddetmesi sürecinde yapılan protestolara yer verirken, öne çıkan söylemlerden birinin "Avro-akademisyen ve bürokratlarından ziyade, ulusal siyasetçileri tercih ederiz!" olduğunu belirtiyor (Bovens, 2008: 101). Avrupa Anayasası'nın benimsenmemesi sürecinde, görece düşük eğitim almış toplumun tabanını oluşturan halk kesimi belirleyici işlev üstlendi. Bu dağılım, genel olarak beklenen siyasi yelpazenin sağı ve solu ayrımını bozarak toplumun iyi eğitim almış kesimiyle görece daha düşük eğitim almış bölümünü karşı karşıya getirdi. Avrupa Anayasası'na karşı oy veren çoğunluk, Brüksel'in hoş ve rahat çalışma ortamlarında görev alan hukukçu, teknokrat, bürokrat ve akademisyenlerin oturup Hollanda'nın herhangi bir kentinde ya da köyünde yaşayan sıradan bir yurttaşın günlük sorunlarından uzak ve yalıtılmış biçimde bu yurttaşın geleceğini doğrudan etkileyen yaşamsal kararlar almasından öncelikle rahatsızlık duymuştur. Bu kesim, ilginç bir biçimde, son yıllarda Avrupa'da siyasi açıdan yükselişe geçen aşırı sağ akımların da çoğunlukla dolaylı olarak destekçisi konumuna gelmiştir. Bu çalışma, uyum ile kimlik olgularını ele alıp arada kaçınılmaz biçimde ortaya çıkan gerilimin nedenlerini betimleyip tartışmayı amaçlamaktadır.

2019

Mustafa GÜLEÇ