Arap Edebiyatında Mitoloji Kültürü

Yazarlar:
Yayın Yılı:
2017
Yayıncı:
1. Uluslararası Sosyal Bilimler Sempozyumu
Dil:
Turkish
Disipline:
Yaşam Bilimleri
Konu:
Ethnology,Plant Biochemistry
Özet (AI):
Özet Dilimizde efsane ya da söylence olarak kullanılan Yunanca kökenli "mitoloji" sözcüğü, kelime anlamı olarak; "rivayet", "aslı esası olmayan söz" ve "öncekilerin anlatıları" anlamına gelmektedir. Bir terim olarak mitoloji denilince; gerçekleşmesi mümkün olmayan, daha çok şair ya da yazarın hayalciliğiyle oluşan hikâye; kutsal serüvenleri, fizik ötesi varlıkların doğaüstü maceraları, arkaik dönemlerdeki insanlarının hikâyelerini aktaran efsaneler veya gerçekte vuku bulduğu kesin olarak bilinmeyen ancak tarihî dayanakları bulunan anlatılar akla gelmektedir. Müsteşriklerin genelde Arapları, özelde ise Müslümanları rencide etmek için ortaya attıkları "Araplar, aklı da midesi gibi boş millettir" iddiasının tersine, Arapların da akıl ve hayal sahibi bir millet olup mitoloji üretebilme kapasitelerinin olduğunu bir takım folklorik anlatı ve inançlar ortaya koymaktadır. Bu çalışmada öncelikle Arapların kültür ve akıl kapasitesi hakkında bir takım değerlendirmeler yapılacaktır. Arap mitolojisinin kaynakları ve bu tür anlatımların nadir olmasının sebepleri zikredildikten sonra İslam öncesi dönemde elde edilen belge ve bulgular eşliğinde Satîh ve Zerkâu'l-Yemâme gibi kâhin hikâyeleriyle, ῾Ûc b. ῾Anâk, Lokmân, Zülkarneyn ve Belkıs gibi gerçek ve mitolojik şahsiyetlere ait anlatıları, Ravâha bint Seken gibi cin hikâyesi ile tabiatüstü varlıklardan olan gûl, sel῾ût ve nesnâs'a ait anlatılar örnek olarak sunulacaktır. Ayrıca üzerine büyük değer atfedilen yılan ve karga gibi hayvan hikâyeleri ile Arap toplumunda kutsal sayılan yıldızlarla ilgili anlatılar bulunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Arap, Mitoloji, Söylence, Efsane GİRİŞ İlke toplumlar, insanlarla diğer varlıklar arasında hiçbir farklılık olmadığını sanıp çevrelerinde gördükleri her şeyde aynı derecede hayat, akıl, konuşma yeteneği, cinsellik, iyilik veya kötülük etme gücü bulunduğuna inanmışlardır. Büyücü, sihirbaz, falcı ve kâhin gibi kendilerinden daha güçlü olduğu fikrine kapıldıkları kişiler aracılığı ile bu tür doğaüstü varlıklarla doğrudan görüşülebildiklerini sanmışlardır. İnsanlar, pozitif bilimlerin henüz gelişim göstermediği insanlığın ilk dönemlerinde; evrendeki sayısız küçük büyük varlığın varoluşlarını, kendi varoluşlarını ve çevresinde vuku bulan tabiat olaylarını düşünüp kafa yormaktaydılar. İşte ilk
Anahtar Kelime (AI):