Ulusal Jeomorfoloji Sempozyumu
Türkiye’ De Mağara Turizminin Unsurları Ve Mencilis Mağarası (safranbolu-karabük) Örneği

Yayın Yılı:
2010
Yayıncı:
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Dil:
Turkish
Disipline:
Mimarlık
Konu:
Urbanism,Landscape Architecture
Özet:
Genişletilmiş Özet Binlerce, hatta milyonlarca yılda ancak gelişebilen, sahip oldukları canlı ve cansız varlıkları ile büyük bir ekosistem oluşturan mağaralar; çok eski dönemlerden beri canlıların dikkatini çekmiştir. Onlarca kilometre uzunluk ve yüzlerce metre derinliğe ulaşabilen doğal mağaraları, başlangıçta, mesken veya sığınak yeri olarak seçen insanlar, zaman içindeki sosyo-kültürel gelişimlerine bağlı olarak artan beklentileri doğrultusunda, farklı amaçlarla kullanmış veya ziyaret etmişlerdir. Bulunduğu doğal çevrenin yerbilimsel ve ekolojik oluşum ve gelişim özelliklerini karakterize eden şekil ve yapıları bozulmadan içlerinde saklayan mağaralar, aynı zamanda burada yaşamış canlıların bıraktıkları iz ve kalıntıları da, hiç bozulmadan günümüze kadar getirmişlerdir. Jeolojik, jeomorfolojik, coğrafik ve klimatik olarak karmaşık bir bölgede bulunan ülkemizin %40 çözünmeye uygun karbonat, sülfat ve klorürlü kayalardan meydana gelmiştir. Belirgin tektonik kuşaklar halinde uzanan, yatay ve düşey tektonik hareketlerle yan yana veya üst üste gelen bu kayalar üzerinde, farklı büyüklüklerde on binlerce mağaranın bulunabileceği tahmin edilmektedir. Toros Dağları karst bölgesi (Orta Toroslar başta olmak üzere), mağara yoğunluğu açısından ülkemizin en önde gelen bölgesidir. Yurdumuzun en uzun 20 mağarasından 12 si ve en derin 20 mağarasından da 18 tanesinin bulunduğu bu bölgeyi Batı Karadeniz Dağları karst bölgesi, Batı Anadolu ve Trakya, Güneydoğu Anadolu, Orta Anadolu, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgeleri izler. Yer yer farklı ekosistem özelliklerine sahip olan bu mağaralardan günümüze kadar 1550 tanesi envanter bilgilerini içerecek şekilde ayrıntılı olmak üzere, yaklaşık 3000 tanesi incelenebilmiştir. 20000'den fazlasının bulunabileceği tahmin edilen ülkemizde, incelenen mağara sayısı, diğer ülkelerle kıyaslanamayacak ölçüde yetersiz kalmıştır. Araştırılarak tescili yapılamayan her mağara, insan kaynaklı tahrip ve yok olmaya aday ilk mağaradır. İncelenen mağara sayısının azlığı, aynı şekilde turizme açılan mağara sayısına da yansımıştır. Ülkemizde turizme açılan mağara sayısı, sadece 29 dur. Çoğu kıyı bölgelerinde olmak üzere 20 ilimizde bulunan ve içleri, değişik renk ve şekillerde damlataşlarla kaplı olan mağaralara yapılan ziyaretler; başlangıçta yalnız zorunluluk ve meraktan kaynaklanmasına rağmen, daha sonraları bilimsel ve ekonomik amaçlara yönelik olmuştur. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de geleneksel turizmden farklı olarak tüm yıl boyunca sürdürülen ve günümüzde ekoturizm veya alternatif turizm olarak adlandırılan mağara turizmi; başta görsel ve gösteri turizmi olmak üzere inanç ve kültürel, sağlık, sportif, macera ve bilimsel turizm çeşitlerini içerir. Her mağarayı turizm amacıyla kullanmak mümkün değildir. Bu amaçla değerlendirilecek mağaralarda kendine has bir takım özelliklerin bulunması gereklidir. Bunların başında, mutlak koruma gerektirmeyen şekil, yapı ve canlılara sahip olunmaması gelmektedir. Ayrıca ziyaretçilerin can güvenliğini tehdit edecek, mağaranın fiziko-kimyasal yapısından kaynaklanan risk unsurları bulunmamalıdır. Bunların yanı sıra mağaralara görsel

National Geomorphology Symposium
Turkey's Cave Tourism Elements And The Cave (safranbolu-karabük) Examples;

Yayın Yılı:
2010
Yayıncı:
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Dil:
Turkish
Disiplin:
Urbanism,Landscape Architecture
Konu:
Urbanism,Landscape Architecture
Özet:
(AI):
Expanded summary of the cave, which has formed a large ecosystem with its living and unviable beings, which can only evolve over thousands, even millions of years; has attracted the attention of the living since very ancient times.The natural caves, which can reach dozens of kilometers long and hundreds of meters deep, were originally used or visited for different purposes, according to their increasing expectations, depending on their socio-cultural developments over time.The caves that hide in them the shapes and structures that characterize the geological and ecological formation and development of the natural environment in which they live, and the traces and remains left by the living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living living.Located in a geological, geomorphological, geographical and climatically complex area, 40% of our country is made of soluble carbonate, sulfate and chloride rocks.It is estimated that on these rocks, alongside or on the rocks alongside or on the rocks alongside or on the rocks alongside or on the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks along with the rocks.The toros mountains are the Karst region (including the middle toros primarily), the leading region of our country in terms of cavern intensity.This area, with 12 of our country’s longest 20 caves and 18 of the deepest 20 caves, follows the western Black Sea mountains of the Karst region, the western Anatolia and Tracia, the southeastern Anatolia, the central Anatolia, the east Black Sea and the east Anatolia.From these caves with different ecosystem characteristics to date, about 3,000 of them have been studied in detail to contain the inventory information of 1550.In our country, which is estimated to be more than 20,000, the number of caves studied has remained insufficient to be uncomparable with other countries.Every cave that cannot be registered by investigation is the first cave that is called for human destruction and destruction.The shortage of the cave is also reflected in the number of cave opened to tourism.The number of caves opened to tourism in our country, only 29 stops.Visits to the cave, located in 20 provinces, including most coastal areas, and covered with droplets in different colors and shapes; in the beginning it was only due to necessity and curiosity, but later was aimed at scientific and economic purposes.As throughout the world, the cave tourism, which, unlike traditional tourism in our country, continues throughout the year and is today called ecoturism or alternative tourism; mainly visual and show tourism includes a variety of religious and cultural, health, sports, adventure and scientific tourism.It is not possible to use every cave for tourism purposes.It is necessary to find a specific set of characteristics in the cave to be assessed for this purpose.In the beginning of this, it comes not to possess the shape, structure and living beings that do not require absolute protection.It will also threaten the safety of visitors, and there should be no risk elements resulting from the physical and chemical structure of the cave.In addition to the cave.