4. ULUSLARARASI SELÇUK BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR VE İNOVASYON KONGRESİ
FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON BÖLÜMÜ ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK KARAR VERME YETENEKLERİNİN İNCELENMESİ
Özet:
Sağlık profesyonellerinin klinik olarak zamanında, doğru ve etkili kararlar verebilmeleri kaliteli ve güvenli bir sağlık hizmetinin temel şartıdır. Bu nedenle sağlık alanında eğitim gören öğrencilerin eğitim süreçlerinde klinik karar verme yeteneklerinin gelişmesi oldukça önem taşımaktadır. Bu çalışma birer sağlık profesyoneli adayı olan fizyoterapi ve rehabilitasyon bölümü öğrencilerinin klinik karar verme yeteneklerini belirlemek amacıyla planlandı. Çalışmaya Pamukkale Üniversitesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Fakültesi katılıma gönüllü son sınıf öğrencileri dahil edildi. Katılımcıların öncelikle tanımlayıcı bilgileri sorgulandı ve klinik karar verme beceri, yeterlilik ve bilgi düzeyleri için Melbourne Karar Verme Ölçeği I-II, Yansıtıcı Düşünme Ölçeği ve Akademik Öz Yeterlik Ölçeği uygulandı. Araştırmaya yaş ortalamaları 23,06±2,77 (19-40) olan toplam 198 (43 erkek 155 kadın) katılımcı katıldı. Katılımcıların Melbourne Karar Verme I puanları 5,78±1,71 (1-12), Melbourne Karar Verme II puanları 22,59±7,48 (5-44), Yansıtıcı Düşünme puanları 37,01±7,17 (16-80) ve Akademik Öz-Yeterlik puanları 116,68±16,73 (54-164) idi. Akademik Öz Yeterlik puanları ile Yansıtıcı Düşünme ve Klinik Karar Verme II Ölçeği'nin Kaçıngan, Erteleyici ve Panik Karar Verme alt boyutları puanları arasında negatif yönde orta düzeyde anlamlı korelasyon (sırasıyla r=- 0,378: p<0,001, r=-0,325, p<0,001, r=-0,329, p<0,001 ve r=-0,307, p<0,001) gözlendi. Akademik Öz-Yeterlik ile Dikkatli Karar Verme arasında ise orta düzeyde pozitif yönde anlamlı ilişki bulundu (r=0,255, p<0,001). Yansıtıcı Düşünme skoru ile Dikkatli Karar Verme arasında orta düzeyde negatif yönde anlamlı ilişki bulundu (r=-0,232, p<0,05). Buna göre katılımcıların dikkatli karar verme stillerinin akademik öz-yeterlikleri ve yansıtıcı düşünme yetenekleri arttıkça arttığı ve akademik öz-yeterlikleri arttıkça da kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme stillerinin azaldığı gözlenmiştir.