0.0
KÜRESEL EŞİTSİZLİK, YOKSULLUK VE GÖÇ
Özet:
Bu çalışma, küresel eşitsizlik, yoksulluk ve göç arasındaki bağlantıları kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Son iki yüzyılda küresel gelir eşitsizliği, belirgin bir şekilde üst %10'luk kesimin lehine sabit kalmış ve bu grup küresel servetin %50-60'ını kontrol etmeye devam etmiştir. Buna karşılık, en alt %50'nin payı çoğunlukla %10'un altında kalmıştır. Kamusal servetin azalması ve özelleştirme politikaları, gelir eşitsizliğini derinleştirerek yoksulluk seviyelerini artırmıştır. Kamusal varlıkların kaybı, devletlerin sosyal refah politikalarını genişletme ve kamu hizmetlerini iyileştirme kapasitelerini ciddi şekilde sınırlandırmıştır. Ekonomik büyüme, yoksulluğu ortadan kaldırmada tek başına yeterli olamamış; büyümeden en fazla yararlanan gruplar ile geride kalanlar arasındaki uçurum giderek genişlemiştir. Özellikle 1990 sonrası dönemde küresel göç hareketlerinin hızlanmasında ekonomik eşitsizliğin belirleyici bir rolü bulunmaktadır. Göç hem küresel eşitsizliğin bir sonucu hem de bu eşitsizliği derinleştiren bir mekanizma olarak işlev görmektedir. Göçmenler genellikle düşük ücretli ve güvencesiz işlerde çalışarak yeni sosyoekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca, yüksek maliyetler ve sınırlayıcı politikalar, yoksul kesimlerin göç etme olanaklarını ciddi şekilde kısıtlamaktadır. Buna rağmen göçmenler, küresel ekonomiye yaptıkları katkılarla hem para akışı hem de mevcut emek rejimi açısından vazgeçilmez bir rol oynamaktadır. Ancak, bu süreç aynı zamanda toplumsal eşitsizlikleri pekiştiren bir dinamik yaratmaktadır. Bu çalışma, söz konusu olgular arasındaki karmaşık ilişkileri ve bu dinamiklerin sosyal, ekonomik ve politik boyutlarını derinlemesine analiz etmeyi amaçlamaktadır.