25.ULUSLARARASI ORTAÇAĞ VE TÜRK DÖNEMİ KAZILARI VE SANAT TARİHİ ARAŞTIRMALARI

Yayın Yılı:
2022
Yayıncı:
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları
Dil:
ISBN:
978-625-8080-81-0
Özet (AI):
Anadolu Selçuklu Dönemi içerisinde, Orta Karadeniz Bölgesinin önemli kentlerinden olan Kalehisar, yapılan araştırmalarla daha da önemli duruma gelmekte, az bilinenin aksine mimari, seramik ve sikke buluntuları yönüyle zengin veriler elde edilebilecek bir Anadolu Selçuklu kenti özelliğindedir. 2020 yılında yapılan yüzey araştırmasında; Kervansaray ve Kale üzerinde çalışmalar yapılmıştır. Günümüzde kervansaray, yıkılma tehlikesi içerisinde bulunmakta, günden güne yıkıma uğramakta, bir an önce onarım çalışmalarının başlanılması gerekmektedir. Planı yönüyle tek han/kervansaray (?) özelliği taşıması bakımından oldukça önemli olan yapı, çizim ve fotoğraflar yönüyle ayrıntılı olarak belgelenmiştir. Kervansaray olarak bilinmesine karşın, yapının işlevsel sorunları bulunmakla, planı yönünden farklılıklar ve sorunlar göstermesi, daha ayrıntılı olarak incelenmesini gerektirmektedir. 1965- 1966 yılında Prof. Dr. Oktay Aslanapa tarafından incelenmiş olmasına karşın, yapısal sorunlarının çözülmediği görülmektedir. Bu nedenle bölge deki diğer yapı örnekleri ile ilintilerinin sağlanması gerekmektedir. Ayrıca ileride yapılacak olan kazı çalışmaları içinde bir alt yapı olarak yapılması amaçlanmaktadır. Kale de; kült yeri, surlar, gözetleme/karakol veya mescit yapısı ile Anadolu Selçuklu öncesi için çok önemli kült alanı olduğu düşünülen, ama bu konuda hale çözümlemeyi bekleyen “Arinna” kültüne ait “Hulla Dağı” veya Frig/Kybele ile ilişkilendirilen sunun yerinde çalışmalar yapılmıştır. Kalenin doğu yamacında bulunan surlar üzerinde ayrıntılı olarak çalışılmış, rölöve planı çizilmiştir. Bölge de günümüze gelebilen Anadolu Selçuklu dönemine ait tek sur özelliği yanı sıra diğer yapı örneklerinde olduğu gibi surlarda günden güne tahrip olmakta, bu nedenle bir an önce korunma önemleri alınmalıdır. Yine kale de yer alan mescit veya gözetleme/karakol yapısı olduğu düşünülen yapı da belgelendirilmiştir. Sunum yeri ile ilgili olarak daha ayrıntılı çalışmaların yapılması konunun aydınlatılması yönünden önemli görünmektedir. Daha önceki yıllarda yaptığımız jeo-fizik/manyetik çalışmalarının sürdürülmesi, yeni yapıların varlığının belirlemesi, kentin aslında bilinenden daha gelişmiş, daha zengin olduğunu göstermektedir. Devam etmesi düşünülen çalışmalarla tespit edilen yeni yapıların tipolojisi ilerideki çalışmalara çok büyük katkı sağlayacak yöndedir. Yüzeyde rastlanan seramiklerin çizim ve belgelendirilmesi yapılmış, değişik tipte, renkte ve özellikle figürlü seramiklerin yüzeyde yoğun rastlanılması burasının önemli bir seramik/çini üretim yeri olduğunun kanıtını oluşturmaktadır. Bu durum daha sonraki çalışmaların planlanması bakımından önemli olmakla birlikte, bölgenin seramik/çini kaynağı üzerindeki düşüncelerimizde değişecek yönde katkı sağlayacağı görülmektedir. Elde edilen sikkeler ise ayrı bir önem taşımaktadır, gerekli çalışmalar tamamladığında bu yönde de önemli verilerin elde edileceği kesin görülmektedir. Daha önceki yıllarda ve 2020 yılında yapılan çalışmalar özelde Kalehisar ve Çorum genelinde de Anadolu Selçuklu Dönemi sanat anlayışına farklı bir bakış açısı kazandıracak yöndedir.

25.ULUSLARARASI ORTAÇAĞ VE TÜRK DÖNEMİ KAZILARI VE SANAT TARİHİ ARAŞTIRMALARI

Yayın Yılı:
2022
Yayıncı:
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları
Dil:
ISBN:
978-625-8080-81-0
Özet:
(AI):
Kalehisar is of growing significance as a town in mid-Blacksea Region and of Anatolian Seljuk period, contrary to usual climate of thought, showing great promises in terms of architectural, ceramic and coin findings as a town of Anatolian Seljuk. The Surface Survey of 2020 has been conducted in Caravanserai and Castle. Today the Caravanserai is under threat of collapsing; losing its integral unity it needs reconstruction work to start as soon as possible. In terms of its architectural style it poses significance as a single inn/caravanserai?; the building in detail has been mapped by drawing and photographing. Despite the fact that it is known as a caravanserai, the building poses some functional problems like having unusual pattern in its plan and therefore requires an examination in detail. Though a research was conducted Prof. Dr. Oktay Aslanapa in 1965-1966, the constructional problems still remain. For this reason the building needs to be associated with other architectural bodies, which will constitute a preliminary groundwork for further excavation researches. Within the castle, the place of worship, rampart, battlement/sentry box and masjid building are thought to be significant religious edifices of pre-Seljuk period; however there are some unresolved researches conducted on the altar place in “Hulla Mount” which is associated with Phrygian/Kybele belongs the “Arinna” cult. A detailed research was conducted on the eastern ramparts of the castle and a cutaway plan has been drawn. This is the only surviving ramparts that belong to Anatolian Seljuk period and are in need of the soonest possible protection form the destroying effects of nature. The building which is thought to be masjid or battlement/sentry box has been documented. Determination of the exact spot of the altar will shed light on understanding the venue. The geo-physical/magnetic surface surveys and the newly discovered edifices revealed that the place has more developed and richer past than known. Further researches that are to be continued are expected to contribute greatly to the typology of buildings. The ceramic and china pieces found on the surface have been documented; meeting various ceramic pieces on the surface, especially those with figures, leads us to think that this place is one of important ceramic production site, which will contribute our further researches with the possibility that this may change our view on ceramic/china production in the area. The coins which were found in the area are also of noteworthy; on completion of the researches it is almost certain that a great deal of data will be available. Researches conducted in previous years and 2020, specifically Kalehisar, Çorum environs have potentiality to introduce a different point of view over Anatolian Seljuk Period Art.