II. ULUSLARARASI SELÇUKLU TARİHİ COĞRAFYASI İRAN SEMPOZYUMU TAM METİN BİLDİRİ KİTABI-I

Yazarlar:
Yayın Yılı:
2023
Yayıncı:
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları
Dil:
ISBN:
978-625-6802-52-0
Özet (AI):
Kuruluşu Milattan Önce 2000’lere kadar uzanan İran’ın en eski şehirlerinden birisi olan Tûs, kuzeyde Kopet dağ silsilesi ile güneyde Binalud dağlarının arasındaki Keşfürrûz vadisinde bulunan bir yerleşim yeridir. Rakımı ortalama 985 metredir. İran’ın kuzeydoğusunda, Razavi Horasan Eyaleti sınırları içerisinde Meşhed’in batısında yer alan bu yerleşim yeri günümüzde eski rağbetini yitirmiş vaziyettedir. Tûs, Hz. Osman döneminde Horasan seferine görevlendirilen Abdullah b. Âmir tarafından 31/651 yılında fethedilerek İslâm şehirlerinden biri haline gelmiştir. Bu olaydan sonra, çoğunluğu İranlı olan şehre Araplar da yerleşmeye başlamıştır. Selçuklu döneminde şehirde Müslümanların yanında çok sayıda Hristiyanların da yaşadığı bilinmektedir. Dönemin coğrafyacılarına göre kuzeyindeki dağlardan beslenen akarsular sayesinde verimli bağ ve bahçeleriyle öne çıkan ve Horasan’ın büyük şehirlerinden olan Tûs ile Nişâbûr arasındaki uzaklık 10 fersah (62,3 km) kadardır. Selçuklu döneminde şehrin Taberân ve Nûkân adında iki büyük kasabası ve bin kadar köyü bulunuyordu. Bu köyler içerisinde Razkân, Senâbâz ve Fârmez en meşhurlarıdır. Tûs, Büyük Selçuklu veziri Nizâmülmülk başta olmak üzere İmâm-ı Gazâlî, Firdevsî, Ebû Ca‘fer Tûsî, Nasîrüddîn Tûsî gibi ileri gelen siyaset, ilim, edebiyat ve tasavvuf ehlinin memleketi olması yönüyle Ortaçağ şehirleri içerisinde önemli bir yerleşim yeri olarak bilinmektedir. Şiîlerin 7. İmamı Ali b. Mûsa Rıza ile Abbâsî halifesi Hârûnürreşid’in kabrinin de burada yer alması şehrin önemini artırmıştır. Ali b. Mûsa’nın kabrinin bulunduğu yer o dönemde Tûs’un bağ ve bahçelik alanı olup günümüzde İranlı Şiîlerin ziyaretgâhı olan Meşhed adıyla bilinmektedir. Eski adı Nûkân olan Meşhed, Harezmşahların hâkimiyet alanında bulunan Tûs’ta Moğolların yaptıkları büyük katliam (1220) ile göç almaya başlamış, Timur dönemindeki yağma ve yıkımdan sonra (1389) Ali b. Mûsa Rıza’nın türbesinin çevresindeki hızlı iskânla günümüz İran’ın büyük şehirlerinden biri haline gelmiştir. Kaynaklara bakıldığında Selçuklular Tûs’u ilk olarak Çağrı Bey’in Anadolu seferi sırasında ordusuyla buradan geçmesi suretiyle görmüşlerdir. Daha sonra 1038’de Selçuklu-Gazneli mücadelesinde Selçukluların bu şehirde tekrar görüldükleri ve bu tarihten itibaren başta Nişâbûr olmak üzere Tûs ve çevresine hâkim oldukları anlaşılmaktadır. 1072 yılında Melikşah tarafından Nizâmülmülk’e ıkta olarak verilen bu yere Selçukluların hâkimiyetleri Sultan Sencer’in Oğuzlara esir düştüğü 1153 yılına kadar devam etmiştir. Bu tarihten sonra Sencer’in emirlerinden Müeyyed Ayaba, Nişâbûr’la birlikte Tûs’a da hâkim olmuştur. Onun bu hâkimiyeti 1161 yılına kadar emirlik niteliğinde sürmüş, bu tarihten sonra Sencer’in yeğeni Sultan Mahmud’un ölümüyle Müeyyed Ay-aba kendi adına hutbe okutarak Tûs’un da dâhil olduğu Nişâbûr’un hâkimi olmuştur. Şehir onun emirliği döneminde iki defa (1153 ve 1158) Oğuzlar tarafından yağmalanmıştır. Müeyyed Ay-aba 1167 yılında Arslanşah adına hutbe okutarak Tûs’un hâkimiyetini Harezmşahlar’a bırakmıştır. Selçuklular döneminde daha çok ilmî ve ticarî yönüyle bilinen şehrin içerisinde Nizâmiye Medresesi ile 150 öğrencisinin bulunduğu Gazâlî’ye ait bir medresenin varlığı buranın ilim faaliyetleri bakımından önemli bir şehir olduğunu göstermektedir. Nizâmülmülk Tûs’a medreseyle birlikte bir de camii yaptırmıştır. Şehrin ipek yolunun güney kolu üzerinde bulunması, pek çok ticarethane ve başta dokuma olmak üzere imalathaneleri ile korunaklı saraylar ihtiva etmesi dikkat çekicidir. Bu özelliklerine ilave olarak ılıman iklimi ve sulak arazileriyle şehirde tarımsal faaliyetler yapılmış, Tûs, Selçuklu döneminde kendisine mahsus kayısısı ile ün kazanmış bir yerleşim yeri olmuştur. Coğrafyacılar burada çıkarılan obsidyen taşı ile çömlek yapımında kullanılan beyaz bir taştan söz etmektedirler.

II. International Seljuk Historical Geography Symposium FULL TEXT BOOK-I

Yazarlar:
Yayın Yılı:
2023
Yayıncı:
Necmettin Erbakan Üniversitesi Yayınları
Dil:
ISBN:
978-625-6802-52-0
Özet:
(AI):
Tus, one of the oldest cities in Iran dating back to the time of 2000 BC, is a settlement located in the Keşfurruz valley between the Kopet mountain range in the north and the Binalud mountains in the south. Its altitude is on average 985 meters. This settlement, located to the west of Mashhad within the borders of Razavi Khorasan Province, in the northeast of Iran, has lost its former popularity today. Tûs it was conquered by Abdullah b. Âmir in 31/651 during the reign of Hz. Osman. Thus, it became one of the Islamic cities. After this incident, Arabs also began to settle in the city, the majority of whom were Iranian. It is known that during the Seljuk period, many Christians lived in the city besides Muslims. According to the geographers of the period, the distance between Tus and Nishabur, one of the big cities of Khorasan, which stands out with its fertile vineyards and gardens thanks to the rivers fed by the mountains in its north, is about 10 fersahs (62.3 km). During the Seljuk period, the city had two big towns called Taberan and Nukan and about a thousand villages. Among these villages, Razkan, Senâbâz and Farmez are the most famous. Tûs is known as an important settlement among medieval cities in that it is the hometown of prominent people of politics, science, literature and mysticism such as the Great Seljuk vizier Nizâmülmülk, Imam-i Ghazali, Firdevsî, Abu Ca’fer Tûsî, Nasîrüddîn Tûsî. The fact that the tombs of Ali b. Musa Rıza The 8th Imam of the Shiites, and Abbasid caliph Harunürreşid are located here has increased the importance of the city. The place where the tomb of Ali b. Moses was located was the vineyard and garden area of Tus at that time and is known as Mashhad, which is the visitor of Iranian Shiites today. Mashhad, formerly known as Nukan, started to migrate with the great massacre (617/1220) committed by the Mongols in Tus, which is located in the area of domination of the Khwarezmshahs, after the plunder and destruction during the Timurid period (1389), with the rapid settlement around the mausoleum of Ali b. Musa Reza, it has become one of the major cities of modern-day Iran. When looking at the sources, the Seljuks first saw Tus by passing through here with the army of Çağrı Bey during the Anatolian campaign. Later, it is understood that the Seljuks were seen again in this city during the Seljuk-Ghaznavid struggle in 1038 and they dominated Tus and its environs, especially Nişabur, from this date on. This place, which was given to Nizamulmulk by Melikshah in 1072 as an ikta, continued to be dominated by the Seljuks until 1153, when Sultan Sencer was captured by the Oghuz. After this date, Müeyyed Ay-aba, one of the emirs of Sencer, mastered Tus together with Nisapur. His dominance continued as an emirate until 1161. After this date, with the death of Sencer’s nephew Sultan Mahmud, Müeyyed Ay-aba had a sermon delivered in his own name and became the king of Nishabur, including Tus. The city was plundered by the Oghuz twice (1153 and 1158) during his emirate’s reign. Müeyyed Ay-aba delivered a sermon on behalf of Arslanşah in 1167 and left the dominance of Tus to the Khwarazmshahs. The existence of the Nizâmiye Madrasa and a madrasah belonging to Gazâlî with 150 students in the city, which was mostly known for its scientific and commercial aspects during the Seljuk period, shows that this place is an important city in terms of scientific activities. It is noteworthy that the city is located on the southern branch of the silk road, contains many trade houses, factories, especially weaving, and sheltered palaces. In addition to these characteristics, agricultural activities have been carried out in the city with its mild climate and wetlands, Tus became a famous settlement with its unique apricots during the Seljuk period. Geographers talk about obsidian stone excavated here and a white stone used for making pottery.