Türkiye’de Fırsat Girişimciliği Olgusu Ve Paydaş Görüşleri Üzerine Fenomenolojik Bir Araştırma
Özet (AI):
Özet Girişimcilerin, özünde iki temel motivasyondan biri ile hareket ederek girişimcilik eylemlerini biçimlendirdiği önermesinden hareketle, bu çalışmada, Türkiye'de girişimcilere yönelik olarak işletilen mekanizmaların ve kamusal politikaların mecburi girişimcilik (necessity entrepreneurship) ve fırsat girişimciliği (opportunity entrepreneurship) diyalektiğinde nasıl bir panorama arz ettiğinin, paydaşlar perspektifinden incelenmesi amaçlanmaktadır. Mecburi girişimcilik daha iyi bir seçeneğe sahip olmayan kişilerin girişimci olmak zorunda kalmasını ifade ederken, fırsat girişimciliği kıymetli bir boşluğu fark eden ve bu alana yatırım yapmayı tercih eden kişilerin yarattığı girişimleri kastetmektedir. Türkiye'deki fırsat girişimciliği düzenlemelerinin ilgili taraflar açısından nasıl bir panorama arz ettiğinin belirlenmesi, verilerin ortaya koyduğu problemlerin nasıl aşılabileceğine ilişkin tarafların görüşlerinin sorgulanması ve "fırsat girişimciliği" olgusunun paydaşlarca çizilen bir portresinin ortaya konması çalışmanın alt amaçlarını oluşturmaktadır. Olgubilimsel araştırma deseninin benimsendiği çalışmada, bir dizi paydaş ile derinlemesine görüşmeler yapılmış ve yarı yapılandırılmış mülakat formu aracılığıyla toplanan veriler içerik analize tabi tutulmuştur. Öncü bulgular, tarafların kamu politikalarına ilişkin endişelerini ve eleştirilerini vurgularken, katılımcılar, girişimcilik ekosisteminin nasıl geliştirilebileceğine dair faydalı öneriler getirmektedir. Anahtar Kelimeler: Girişimcilik, fırsat girişimciliği, girişimciliği destekleyen kamu kurumları, olgubilim deseni, içerik analizi 7. Örgütsel Davranış Kongresi Bildiriler Kitabı 01-02 Kasım 2019/ Burdur 1032 1. Giriş ve Kavramsal Çerçeve Toplumsal ve ekonomik gelişimin önemli yapıtaşlarından biri olduğu konusunda hemen hemen her kesimin fikir birliğine vardığı girişimcilik olgusunun, insanlık tarihi kadar eski olduğuna inanılmaktadır. Girişimcilik, insanlığın tarihsel yolculuğu boyunca çok farklı biçimlerde ve ölçeklerde karşımıza çıkmış ve tanımlanmıştır. Türk Dil Kurumu güncel Türkçe sözlüğüne göre girişim, bir işe girişme, teşebbüs; girişimci, ticaret, endüstri vb. alanlarda sermaye koyarak girişimde bulunan kimse, müteşebbis; girişimcilik ise girişimci olma durumunu ifade etmektedir. Alanyazında, girişimciliğin ve girişimci kişilerde bulunması beklenen risk alma, özgüven, belirsizliğe tolerans, yeniliğe açıklık, yaratıcılık gibi özellikler ile girişimciliğe zemin hazırlayan aile, eğitim, sosyal çevre, kültür, hukuki koşullar gibi çerçevelerin ayrıntılı olarak incelendiği, çeşitli sınıflandırmaların yapıldığı görülmektedir (Schumpeter). Bu tipolojilerde farklı yaklaşımlar benimsenmesine karşın, hiçbiri, kişileri girişimci olmaya sevkeden koşulların önemini yadsımamaktadır. 1999 yılında 10 ülkeden oluşan bir örneklemle başlayan, ülkelerin girişimcilik faaliyetlerine ilişkin dünya çapında veri toplayan, değerlendirmeler ve sıralamalar yapan kapsamlı bir araştırma projesi olan Global Entrepeneurship Monito-GEM (Küresel Girişimcilik İzleme Araştırma Projesi) inisiyatifinin proje yürütücülüğünü de üstlenen Zoltan Acs'a göre mecburi girişimcilik (necessity entrepreneurship) ve fırsat girişimciliği (opportunity entrepreneurship) olmak üzere her türlü girişimciliğin özünde iki temel motivasyon bulunmaktadır (Acs, 2006). Bu türden bir sınıflandırma, elbette yeni değildir. Nitekim, girişimcilik literatürüne bakıldığında en çok bilinen sınıflandırmalardan birini yapan Smith (1967) esnaf girişimci (craftsman entrepreneurs) ve fırsatçı girişimci (opportunistic entrepreneurs) olmak üzere iki temel girişimci profilinden söz eder. Esnaf girişimci, eğitim seviyesi düşük, sosyal farkındalığı pek gelişmemiş ve sosyal çevresi ile mücadelesinde zayıf, finansal kaynakları yetersiz olan bir girişimci tipidir. Fırsatçı girişimci ise daha yüksek eğitim düzeyindeki, sosyal farkındalığı ve katılım düzeyi yüksek, sosyal çevresi ile mücadelesinde kendine güven duyan, finansal kaynakları daha zengin, yeniliklere daha açık, farklı stratejiler geliştirebilen bir girişimci türü olarak karşımıza çıkmaktadır (Smith ve Miner, 1983). Bu diyalektikten de anlaşılacağı üzere esnaf girişimcilerin, daha katı bir örgüt yapısı ile 1038 uzun mülakat 90 dakika, en kısa mülakat ise 40 dakika sürmüştür. Tarih olarak mülakatlar, Mart-Eylül 2019 döneminde gerçekleştirilmiştir. Katılımcılardan yalnızca biri kadındır. Ortalama yaş 42, ortalama tecrübe 15 yıldır. Araştırmanın inandırıcılığını artırmak amacıyla, her bir görüşmenin sonunda, mülakatın kısa bir özeti yapılmış ve katılımcıdan bu özetin kendi fikirlerini doğru biçimde yansıtıp yansıtmadığına ilişkin düşüncelerini belirtmesi istenerek katılımcı teyidi alınmıştır. Yapılan görüşmelerde toplanan nitel verilerin analizi için Maxqda yazılımı kullanılmaktadır. Öncelikle görüşmeler deşifre edilerek bir Maxqda projesi oluşturulmuştur. Sonrasında, sözcüksel tarama yapılarak her bir görüşmede öne çıkan temel kavramlar belirlenmiştir. Bu sözcükleri kılavuz almak suretiyle, tümevarımsal kodlamalar yapılarak, kategorileştirme ve temalaştırma işlemleri devam etmektedir. Kodlama süreci, çalışmanın ilk iki yazarı tarafından ayrı ayrı yapılmaktadır ve kodlayıcılar arası tutarlılığı temin etmek amacıyla "Güvenirlik = Görüş Birliği Sayısı / Toplam Görüş Birliği + Görüş Ayrılığı Sayısı" formülü kullanılarak %80 ve üzeri kod benzeşim oranı eşik değer olarak benimsenmiştir. Kodlamalara ek olarak, frekans ve yüzde analizleri yapılmaktadır. 3. Bulgular ve Sonuç 3.1 Kamu Yetkilileri ile Görüşmelerin Erken Bulguları Bu başlık altında, iki temel kategori belirlenmiştir: "Kamu kurumlarının tabi oldukları yasalar, bürokrasi ve altyapı" ile "Kamusal teşviklerin farklı girişimci türlerini ayırt edecek şekilde yapılandırılmaması". Bu kategoriler altında kodların ve temaların belirlenmesi süreci devam etmektedir. Bu süreçte görüşmecilerin söylemlerine dayalı olarak tespit edilen bazı erken bulgular ise şu şekilde ifade edilebilir: Girişimciliği destekleyen esas kurum, orta ve büyük ölçekte şirketler ile girişimcilere eş zamanlı olarak hizmet verdiği için inanılmaz bir iş yükü altında kalmaktadır. Verimlilik düşük kalmakta, resmi yetkililer için girişimciler yalnızca evraktaki birer isim olmaktadır. Teşvik sistemleri çok iyi ancak çok karmaşık ve dağınık halde. Kanunlar ve düzenlemeler girişimciliği desteklemekte ancak uygulamada ciddi sorunlarımız var. 7. Örgütsel Davranış Kongresi Bildiriler Kitabı 01-02 Kasım 2019/ Burdur 1039 Akademik ve bilimsel araştırmaları ticarileştirmede ciddi zorluklar var çünkü akademisyenlerin fikri mülkiyet hakları gibi açılardan icatlarının faydalarından yararlanmalarının önünde ciddi yasal engeller var. Türkiye'de üniversiteler, geçtiğimiz yüzyılın ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış durumda. Bugünün gençliğinin ihtiyaçlarına hitap etmiyorlar. Araştırma ve sanayi iş birliği amaçlı kurulan, girişimci yetiştirmesi beklenen üniversiteler dahi zamanla geleneksel üniversitelere dönüşüyorlar. Türkiye'de "unicorn start-up" türünde özgün fırsat girişimciliği gelişmiyor. Girişimciliğin önünde engel olarak duran kültürel kodlarımız var ve kamudaki karar vericiler günümüzün girişimcilik anlayışından çok uzaklar. Kamu politikaları açısından bakıldığında, yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimcilik ile geleneksel girişimcilik arasında yalnızca şekilsel bir farklılık var. Uygulamaya yansıyan herhangi bir esas farklılık söz konusu değil. Fırsat girişimciliğinin kamu yetkililerinden en büyük talebi çekirdek sermaye desteği. Ancak Türkiye'deki kurumların bu girişimlerin fonlama ihtiyacını karşılaması mümkün görünmüyor. Türkiye'deki hukuksal yapı, yüksek büyüme potansiyeline sahip girişimleri, büyük şirketlerden farklı biçimde desteklemiyor. Bürokrasi âtıl, süreçler çok yavaş. Evrak yükü azaltılamıyor. Teknoloji odaklı girişimcilerin ihtiyaç duydukları altyapısal gereksinimlerde ciddi eksiklikler var. Laboratuvarlar ve araştırma merkezleri yetersiz, Ar-Ge fırsatları oldukça kısıtlı. Bu merkezlerde çalışacak nitelikli araştırmacılar da az sayıda. Yüksek büyüme potansiyeline sahip projeler, özellikler büyük metropollerdeki siber parklarda kendilerine yer bulamıyor. Büyük şirketler bu parklardaki en büyük ofisleri kiralıyorlar ve bu ofislerin sahipleri de prestij amaçlı bu kurumlara öncelik tanıyorlar. Kiralık çok yüksek olduğundan, girişimciler bu ofislere yaklaşamıyorlar. Siber parklardaki ofislere tanınan vergi muafiyetlerinin, kuluçka merkezleri veya serbest girişimcilere de tanınması gerekiyor. Yüksek büyüme potansiyelli girişimciliğe yönelik kamusal destek mekanizmaları oldukça karmaşık ve girişimciler, hangi kurumun kendilerini destekleyeceğini 7. Örgütsel Davranış Kongresi Bildiriler Kitabı 01-02 Kasım 2019/ Burdur 1040 bilmiyorlar. Girişimcilerin kamusal destekler konusunda bilgilendirilmesine yönelik mekanizmalar basitleştirilmeli. Türkiye'de doğrudan yabancı yatırımlar yeterince teşvik edilmiyor. Kamu, doğrudan yabancı yatırımların yüksek büyüme potansiyelli girişimcilik üzerindeki etkisini yadsımakta. Girişimcilikle ilgili kamu kurumlarında çalışan uzmanlar, yasalara ve düzenlemelere bağımlı durumdalar ve girişimciliği, yalnızca kendi destek mekanizmaları penceresinden değerlendirmekteler. Girişimci adaylarını, doğru mekanizmalara yönlendirme konusunda dahi inisiyatif almıyorlar ve bunun, kendi görev alanlarının dışında kaldığını düşünüyorlar. Kamu kurumlarındaki uzmanlar, farklı kurumların sunduğu desteklerden ve süreçlerinden habersizler. Bunun sonucu olarak, girişimcileri nasıl yönlendirebilecekleri konusunda bilgi sahibi değiller. 3.2 Girişimciler ile Görüşmelerin Erken Bulguları Bu başlık altında, kategorilerin belirlenmesi ve kodlama süreci devam etmektedir. Bu süreçte görüşmecilerin söylemlerine dayalı olarak tespit edilen bazı erken bulgular ise şu şekilde ifade edilebilir: Politika yapıcılar/karar vericiler, yüksek büyüme potansiyelli girişimciliğin öneminin farkındalar ancak geleceği planlamak yerine o gün gerekli olan adımları atmakla yetiniyorlar. Fırsat girişimcilerini destekleyen mekanizmaların başındaki politika yapıcılar, yeterince bilgi sahibi değiller. Örneğin, tüm dünyadaki kullanıcılar tarafından 40 milyon defa indirilen bir oyunun yeterince inovatif olmadığını söyleyecek kadar geri kafalı olabiliyorlar. Karar vericiler bir projenin değerini anlayana kadar, mevcut yasalar ve düzenlemeler çoktan o projenin önünü kapamış oluyor. Kamu kurumlarının destek mekanizmalarını işletirken dayattıkları bürokratik prosedürler, girişimcilerin odağını ana faaliyet alanından kaydırarak enerjilerini başka alanlara kanalize etmelerine yol açıyor. Siber parklar, iş birliği, sinerji ve kümelenme ortamı yaratmıyorlar. Girişimcilerin buralarda bulunmasının tek nedeni finansal teşvikler.