2. Uluslararası Ahmed-i Hânî Sempozyumu
İslâm Felsefesinin İnsan Tasavvurunda Vicdan Kavramının İmkânı: Nasîruddîn Tûsî Merkezli Bir Okuma
Yayıncı:
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi
Konu:
Asian History,Hinduism
Özet (AI):
Günümüzde vicdan kavramına ilişkin çeşitli tanım ve anlayışlar mevcuttur. Fakat sözkonusu farklı yaklaşımlara rağmen vicdan kavramı hâla ahlak felsefesinin çözülemeyen problemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, İslam felsefesinin insan tasavvurunda bir terim olarak vicdan kavramına rastlanılmamaktadır. Bu husus dikkate alındığında, İslam felsefesi bağlamında bilhassa söz konusu kavrama ilişkin net bir tanıma ulaşmak zor gözükmektedir. Bu anlamdaki temel soru vicdanın ontolojik yapısıyla ilgili olup, onu biçimlendiren öğelerin neler olduğu yönündedir. Bu sorunun arkasından tabii insan aklını meşgul eden diğer bir soru da vicdanın insan hayatına etki oranı ve onun nesnelliği veya öznelliğiyle ilgilidir. Bu problemlere ek olarak İslam ahlak felsefesi açısından vicdan kavramı üzerine yapılan çalışmanın yeteri kadar olmaması hususu da dikkate alınırsa, bu konun araştırılarak tartışılması önemli olsa gerektir. Ayrıca vicdan kavramına dair görüş ve düşüncelerin incelenmesi İslam ahlak felsefesinin önemli meselelerinden biri olan ahlakın ve ahlaki önermelerin kaynağı ve değerlerin öznelliği veya nesnelliği sorununun vuzuha kavuşturulması açısından da büyük önem arzetmektedir. 2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU "İslam Düşüncesinde İnsan" 409 Çalışmamızın amacı Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi ile 20. yüzyılda küreselleşmiş bir hale gelerek günümüzde daha çok hukuki ve siyasi boyutuyla ön plana çıkmış olan vicdan kavramının İslam filozoflarından Nasirüddin Tûsî'nin felsefi ve tasavvufi metinleri merkeze alınarak İslam felsefesindeki imkanını ortaya koymak, böyle bir kavrama yönelik doğrudan ya da dolaylı bir referansın olup olmadığını tespit etmek ve İslam felsefesinde vicdana denk olacak kavramların ahlak felsefesi açısından değerini tartışmaktır. Bu eksende meseleyi şu sorular eşliğinde sorunsallaştırmanın uygun olacağını düşünüyoruz: Vicdanın içeriğini oluşturan öğeler nelerdir? Ya da vicdan her hangi bir gücün bir öğesi olabilir mi? Onu biçimlendiren temel ve tali öğelerden bahsedebilir miyiz? Vicdan insanın entelektüel çabasıyla sonradan oluşan veya biçimlenebilen bir şey midir, yoksa ontolojik olarak daha öncesine mi dayanır? Vicdana insanın fıtrî bir özelliği diyebilir miyiz? Eğer böyleyse, tüm insanlar için ortak bir özden bahsedilebilir mi? Vicdan insanoğluna doğruyu bulmada yardımcı olabilmesi için Tanrı'nın ontolojik bir müdahalesi olabilir mi? Eğer böyle bir müdahalenin varlığını kabul edecek olursak, insanoğlunun ahlaki erdemlere doğrudan erişimini sağlayacak nihaî kaynağın Tanrı olduğunu söyleyebilir miyiz? Diğer yandan vicdan Tanrı'nın müdahelesiyle insanda doğrunun ve iyinin bilgisi ve iyi olanı yapma duygusuyla donatılmış fıtrî bir özellikse, o zaman insandan doğan kötülükleri onun bu özden kopuşunun yada kendine yabançılaşmasının bir ürünü olarak açıklayabilir miyiz? Veya erdemli olmayı insanoğlunun aşırı duygu ve istekleri karşısında özgürleşerek bu öze yaklaşması, erdemsizliği ise bu öze yabancılaşması hali olarak tanımlayabilir miyiz? Ya da vicdan denilen şey, insanoğlunun içinde doğup büyüdüğü aile ve sosyal çevrenin kendisine sunduğu bir takım verilerin bir ürünü olabilir mi? Veya kişinin içinde doğduğu, büyüdüğü aileden ve çevreden edindiği doğrudan ve dolaylı veriler vicdan denilen yapıyı belli ölçüde biçimlendirir mi? Yoksa vicdan, tamamen toplumsal hafızanın mı ürünüdür? Böyle bir özelliğin varlığı sayesinde ahlaki değerlerin öznelliği ve nesnelliği açısından nasıl bir sonuca gidilebilir? Örneğin ahlakî önermelerin kaynağı olarak akıl ile birlikte vicdanın da işlev ve yetkilerinden bahsedebilir miyiz? Eger böyle bir yetkiden bahsedecek olursak, akıl ile vicdanın mezkur bağlamdaki yetki ve görev alanları nelerdir? Acaba vicdan denilen şey, aklin bir özelliği midir, yoksa akıl gibi o da insani nefsin iyiyi kötüden ayırt eden ve ahlaki yargılamada bulunan bir yetisi midir? Buna göre vicdanı aklın başvurduğu temel ahlaki ilke ve önermelerin kaynağı olarak nitelendirebilir miyiz? Vicdan bilişsel mi, duygusal mı, yoksa iradî bir yeti midir? Yukarıdaki sorulara verilecek cevaplar eşliğinde araştırma sorularının bir devamı olarak vicdan meselesinin İslam filozofu Nasîruddîn Tûsî'nin felsefesi metinlerini ilgilendiren yönüne ilişkin en temel sorularından bir diğeri de şöyle olacaktır: Tusî'nin felsefesinde vicdan kavramının imkanından bahsedebilir miyiz? Yada vicdan kavramını Tusi'nin felsefî metinlerindeki temelleri nelerdir? Bu soruları yanıtlayarak çalışmamızın amacına ulaşabilmesi adına yukarıda belirttiğimiz yöntem gereği öncelikle sözlüklerden ve modern felsefî metinlerden yola çıkarak vicdan kavramının etimolojik ve ıstılahî anlamlarının açıklığa kavuşturulmasının uygun olacağını düşünüyoruz. Bir sonraki aşamada 2. ULUSLARARASI AHMED-İ HÂNÎ SEMPOZYUMU "İslam Düşüncesinde İnsan" 410 ise Tûsî metinleri merkeze alınarak vicdan kavramının İslam felsefesinin insan tasavvurundaki imkanları incelenecektir.