İşte, bunlardan birisi de bilim ve teknikte geri kalmamıza neden olan matbaanın, yani basılı kitap yönteminin bize çok geç ulaşması olmuştur. Peki şimdi durum farklı mı? Pek değil, ama fırsatı kaçırmış sayılmayız. Çünkü elektronik yayın ve e-kitap devrimi Amerikada ve diğer batılı ülkelerde yaklaşık birkaç yıl önce başlamışken bizdeki yayıncılar bu durumun yeni yeni farkına varmaya başladılar. Fakat buna rağmen, pek çok yayıncının önyargılı davranması sebebiyle, durum yine Gutenberg’in matbaayı Osmanlıya getirmek istemesi ve buna karşı, boş ver!, bana ne! bunlar gavur icadı! gibi benzer boşvercilik ve söylemlerle yüzlerce yıl farkla geri kalmamıza sebep olan benzer bir önyargıyla karşı karşıyayız. Ama bu o kadar da önemli değil, çünkü artık e-yayıncılık var ve yavaş yavaş yayın dünyası da teknolojiye ayak uydurmaya başladı. Peki e-kitaplar sağlıklı ve ekonomik mi? Tamamen evet. Çünkü bu sayede hem doğaya dost bir proje ile onlarca ağacın yok olması önleniyor ve hem de kitabınızın maliyeti çok daha ucuza geliyor. Bu işin felsefi kısmı. Gelelim teknolojik boyutlarına. E-kitap fiziki kitabın yerini alacak mı? sorunusa gelince, kısa vadede değil ama uzun vadede evet. Çünkü e-mürekkep (e-ink) teknolojisi çok keyifli bir okuma imkanı sunuyor. E-kitap cihazları, bildiğimiz LCD ekran gibi görüntüyü ışıkla değil, mürekkebi ekrana yansıtarak veriyor. Bu sayede kitap sayfasından da net bir görüntü çıkıyor ortaya. Gözü yormuyor, enerjiyi sadece ekrandaki görüntü değişirken harcadığı için de çok uzun pil ömrü sunuyor. Şu anda bu ekranı sadece bir firma üretiyor. Ama bu ekranın renklileri üzerinde de çalışıyor. Yani teknoloji çok çabuk ilerliyor. Bundan 2-3 sene sonraki e-kitap okuma cihazları çok daha gelişmiş olacaktır.